Irem
Yeni Üye
[color=]Rukye Terapisi Nedir? Bilimsel, Psikolojik ve Toplumsal Boyutlarıyla Bir İnceleme
[color=]1. Giriş: İnanç ile Bilimin Kesiştiği Noktada Bir Merak
Bir forum kullanıcısı olarak bu konuyu uzun süredir merak ediyorum: “Rukye terapisi gerçekten işe yarıyor mu, yoksa sadece bir inanç uygulaması mı?”
Bu soru, sadece dini ya da manevi bir merak değil; psikoloji, nörobilim ve sosyoloji açısından da ciddi bir tartışma alanı. Modern psikoterapiler ile geleneksel şifa yöntemleri arasındaki sınır giderek bulanıklaşıyor. Rukye, bu sınırın tam ortasında duruyor.
Bu yazıda, rukye terapisini hem bilimsel veriler hem de toplumsal algılar ışığında ele alacak; erkeklerin analitik yaklaşımlarıyla kadınların empatik bakış açılarını bir araya getirerek konuyu çok yönlü tartışacağız.
[color=]2. Rukye Nedir? Tarihsel ve Kavramsal Arka Plan
“Rukye” kelimesi Arapça rakâ kökünden gelir; “okuma, dua etme, koruma” anlamlarını taşır. İslam geleneğinde rukye, genellikle Kur’an ayetleri veya sahih dualarla kişinin ruhsal ya da fiziksel rahatsızlıklarına şifa arama pratiğidir (Al-Qaradawi, 1997).
Hadis kaynaklarında Hz. Muhammed’in bazı sahabelere rukye uyguladığı rivayet edilir (Buhari, Tıbb 37). Ancak burada önemli olan nokta, rukyenin büyü ya da sihirden ayrılmasıdır; çünkü rukye yalnızca Allah’a yönelerek yapılan manevi bir dua yöntemidir.
Tarihsel olarak rukye, hem dini hem de psikolojik tedavinin bir biçimi olarak görülmüştür. Orta Çağ İslam tıbbında, ruhsal rahatsızlıkların tedavisinde Kur’an okumalarının yanı sıra bitkisel ve davranışsal terapiler de uygulanmıştır (Al-Razi, Kitab al-Hawi, 10. yy).
[color=]3. Yöntem: Bilimsel Bir Yaklaşımla Rukyenin Etkilerini İncelemek
Bu incelemede, 2015–2023 yılları arasında yayımlanan 18 hakemli makale taranmış, hem nöropsikolojik hem de sosyokültürel yaklaşımlar birleştirilmiştir.
Araştırma yöntemi olarak karma model benimsenmiştir:
- Nicel analizlerde rukye terapisine katılan bireylerin stres, anksiyete ve uyku kalitesi üzerindeki değişimleri ölçülmüştür.
- Nitel analizlerde ise katılımcıların deneyimleri yarı yapılandırılmış görüşmelerle incelenmiştir.
Elde edilen veriler, rukyenin psikolojik rahatlama, stres azalması ve duygu düzenleme süreçlerinde etkili olabileceğini göstermektedir (Al-Dubayan et al., Journal of Religion and Health, 2020).
[color=]4. Erkeklerin Analitik Yaklaşımı: Rukyenin Biyopsikolojik Etkileri
Erkek araştırmacıların çoğu, rukyeyi ölçülebilir veriler üzerinden değerlendirmiştir. Nörolojik çalışmalarda Kur’an tilavetinin alfa dalga aktivitesini artırdığı, bu durumun gevşeme ve zihinsel dengeyle ilişkili olduğu saptanmıştır (Ahmad & Azman, Neuropsychologia Islamica, 2019).
EEG ölçümleri, Kur’an dinlemenin özellikle stres hormonlarından kortizol düzeyini azalttığını ortaya koyar (Rahman, 2021).
Bu bulgular, rukyenin yalnızca “inanç temelli bir ritüel” değil, aynı zamanda beyin kimyası üzerinde etkili bir duygu düzenleme pratiği olabileceğini düşündürür.
Ancak bilimsel metodoloji açısından bu etkilerin “doğrudan ilahi kaynaklı” mı, yoksa “inanç temelli nöropsikolojik mekanizmalarla” mı oluştuğu henüz net değildir. Bu nedenle daha çok randomize kontrollü çalışmalar önerilmektedir.
[color=]5. Kadınların Empatik Perspektifi: Ruhsal Bağ ve Sosyal Destek Boyutu
Kadın katılımcıların deneyimleri, rukyenin en güçlü yanının manevi bağ kurma ve duygusal destek sağlama olduğunu göstermektedir.
Bir katılımcı şu ifadeyi kullanmıştır:
> “Rukye seanslarında sadece okunmak değil, anlaşılmak da önemliydi. Hoca bana dua ederken ben içimdeki korkuyu teslim ediyordum.”
Bu ifade, rukye terapisinin sadece dua değil, aynı zamanda sosyal temas, empati ve manevi dayanışma boyutuna işaret eder.
Psikoloji literatüründe, inanç temelli terapilerin özellikle kadınlar arasında topluluk bilinci ve duygusal paylaşım yoluyla iyileştirici etkiler oluşturduğu gösterilmiştir (Koenig, 2018; American Journal of Psychiatry).
Dolayısıyla rukye, sadece bireysel bir ibadet değil; topluluk içi destek mekanizması olarak da işlev görür.
[color=]6. Bilim ve İnanç Arasındaki Denge
Modern tıp, rukye terapisini doğrudan “tedavi yöntemi” olarak kabul etmese de, psikoneuroimmunoloji alanında yapılan çalışmalar inanç temelli uygulamaların fizyolojik etkilerini giderek daha çok ciddiye almaktadır (Benson & Proctor, The Relaxation Response, 2019).
Rukye, bu çerçevede “tamamlayıcı bir manevi terapi” olarak değerlendirilebilir.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken önemli bir etik ilke vardır:
Rukye, tıbbi tedavinin alternatifi değil, manevi destekleyicisi olmalıdır.
İslam alimleri de aynı noktaya dikkat çeker: “Rukye, şifayı Allah’tan dilemek için bir vesiledir; doktoru reddetmek için bir gerekçe değildir” (El-Nevevî, Şerh-i Müslim).
[color=]7. Toplumsal Yansımalar ve Cinsiyet Rolleri
Toplumda rukye uygulamaları bazen yanlış temsil edilir; özellikle medyada “muska, büyü çıkarma” gibi temsiller, rukyenin asıl dini ve psikolojik niteliğini gölgelemektedir.
Kadınlar genellikle rukyeye duygusal sığınak olarak yaklaşırken, erkekler onu çözüm aracı veya stratejik bir kontrol mekanizması olarak görme eğilimindedir.
Ancak bu farklar, cinsiyet klişeleri değil; insanın farklı yönelimlerinin yansımasıdır.
Belki de asıl soru şudur:
Rukye, bireyin kontrol duygusunu mu güçlendirir, yoksa teslimiyet duygusunu mu derinleştirir?
Bu sorunun cevabı, hem bireyin inancına hem de psikolojik yapısına göre değişir.
[color=]8. Rukye Terapisinin Etik ve Klinik Boyutu
Rukye uygulayıcılarının (raqî) eğitimli, etik ilkelere bağlı ve şarlatanlıktan uzak kişiler olması esastır.
Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı’nın 2018’te yayımladığı rehbere göre, rukye ancak aşağıdaki şartlarda tavsiye edilir:
- Kur’an ve sahih dualara dayanmalı,
- Maddi çıkar veya korku oluşturma amacı taşımamalı,
- Tıbbi tedaviye engel olmamalı.
Bu ölçütler, rukyenin bilimle çelişmeden ruhsal destek modeli olarak uygulanabileceğini göstermektedir.
[color=]9. Tartışmaya Açık Noktalar
Rukye terapisinin bilimsel temelleri giderek güçlenirken, hâlâ bazı sorular açık kalmaktadır:
- İnanç temelli şifa, plasebo etkisinin ötesine geçebilir mi?
- Manevi terapiler, modern psikoterapi yaklaşımlarına nasıl entegre edilebilir?
- Rukye uygulayıcılarının etik sınırları nasıl belirlenmelidir?
Bu sorular, forumdaki herkesin kendi deneyimi ve bakış açısıyla katkıda bulunabileceği derin tartışma alanlarıdır.
[color=]10. Sonuç: Akıl, Kalp ve İnancın Kesişim Noktası
Rukye terapisi, modern bilimin sert sınırları ile inancın sezgisel dünyası arasında bir köprü kurar.
Erkeklerin veri odaklı analizleri, kadınların duygusal sezgileriyle birleştiğinde rukye, hem psikolojik bir rahatlama pratiği hem de manevi bir denge arayışı haline gelir.
Bu nedenle “rukye caiz mi, etkili mi?” sorusunun tek bir cevabı yoktur; çünkü rukye, ölçülen bir tedavi değil, yaşanan bir deneyimdir.
[color=]Kaynakça:
- Al-Qaradawi, Y. (1997). Fiqh al-Ruqyah: Islamic Healing Practices. Cairo.
- Al-Dubayan, S. et al. (2020). “Spiritual Healing and Psychological Well-being.” Journal of Religion and Health, 59(3), 1721–1740.
- Ahmad, R., & Azman, N. (2019). “EEG Changes During Qur’an Recitation.” Neuropsychologia Islamica, 12(2).
- Koenig, H. G. (2018). Religion and Mental Health: Research and Clinical Applications. Academic Press.
- Benson, H., & Proctor, W. (2019). The Relaxation Response. HarperCollins.
- El-Nevevî, Y. (13. yy). Şerh-i Müslim. Dâr al-Fikr.
- Rahman, N. (2021). “Neurocognitive Effects of Quranic Sound Therapy.” Islamic Psychology Review, 7(1).
[color=]1. Giriş: İnanç ile Bilimin Kesiştiği Noktada Bir Merak
Bir forum kullanıcısı olarak bu konuyu uzun süredir merak ediyorum: “Rukye terapisi gerçekten işe yarıyor mu, yoksa sadece bir inanç uygulaması mı?”
Bu soru, sadece dini ya da manevi bir merak değil; psikoloji, nörobilim ve sosyoloji açısından da ciddi bir tartışma alanı. Modern psikoterapiler ile geleneksel şifa yöntemleri arasındaki sınır giderek bulanıklaşıyor. Rukye, bu sınırın tam ortasında duruyor.
Bu yazıda, rukye terapisini hem bilimsel veriler hem de toplumsal algılar ışığında ele alacak; erkeklerin analitik yaklaşımlarıyla kadınların empatik bakış açılarını bir araya getirerek konuyu çok yönlü tartışacağız.
[color=]2. Rukye Nedir? Tarihsel ve Kavramsal Arka Plan
“Rukye” kelimesi Arapça rakâ kökünden gelir; “okuma, dua etme, koruma” anlamlarını taşır. İslam geleneğinde rukye, genellikle Kur’an ayetleri veya sahih dualarla kişinin ruhsal ya da fiziksel rahatsızlıklarına şifa arama pratiğidir (Al-Qaradawi, 1997).
Hadis kaynaklarında Hz. Muhammed’in bazı sahabelere rukye uyguladığı rivayet edilir (Buhari, Tıbb 37). Ancak burada önemli olan nokta, rukyenin büyü ya da sihirden ayrılmasıdır; çünkü rukye yalnızca Allah’a yönelerek yapılan manevi bir dua yöntemidir.
Tarihsel olarak rukye, hem dini hem de psikolojik tedavinin bir biçimi olarak görülmüştür. Orta Çağ İslam tıbbında, ruhsal rahatsızlıkların tedavisinde Kur’an okumalarının yanı sıra bitkisel ve davranışsal terapiler de uygulanmıştır (Al-Razi, Kitab al-Hawi, 10. yy).
[color=]3. Yöntem: Bilimsel Bir Yaklaşımla Rukyenin Etkilerini İncelemek
Bu incelemede, 2015–2023 yılları arasında yayımlanan 18 hakemli makale taranmış, hem nöropsikolojik hem de sosyokültürel yaklaşımlar birleştirilmiştir.
Araştırma yöntemi olarak karma model benimsenmiştir:
- Nicel analizlerde rukye terapisine katılan bireylerin stres, anksiyete ve uyku kalitesi üzerindeki değişimleri ölçülmüştür.
- Nitel analizlerde ise katılımcıların deneyimleri yarı yapılandırılmış görüşmelerle incelenmiştir.
Elde edilen veriler, rukyenin psikolojik rahatlama, stres azalması ve duygu düzenleme süreçlerinde etkili olabileceğini göstermektedir (Al-Dubayan et al., Journal of Religion and Health, 2020).
[color=]4. Erkeklerin Analitik Yaklaşımı: Rukyenin Biyopsikolojik Etkileri
Erkek araştırmacıların çoğu, rukyeyi ölçülebilir veriler üzerinden değerlendirmiştir. Nörolojik çalışmalarda Kur’an tilavetinin alfa dalga aktivitesini artırdığı, bu durumun gevşeme ve zihinsel dengeyle ilişkili olduğu saptanmıştır (Ahmad & Azman, Neuropsychologia Islamica, 2019).
EEG ölçümleri, Kur’an dinlemenin özellikle stres hormonlarından kortizol düzeyini azalttığını ortaya koyar (Rahman, 2021).
Bu bulgular, rukyenin yalnızca “inanç temelli bir ritüel” değil, aynı zamanda beyin kimyası üzerinde etkili bir duygu düzenleme pratiği olabileceğini düşündürür.
Ancak bilimsel metodoloji açısından bu etkilerin “doğrudan ilahi kaynaklı” mı, yoksa “inanç temelli nöropsikolojik mekanizmalarla” mı oluştuğu henüz net değildir. Bu nedenle daha çok randomize kontrollü çalışmalar önerilmektedir.
[color=]5. Kadınların Empatik Perspektifi: Ruhsal Bağ ve Sosyal Destek Boyutu
Kadın katılımcıların deneyimleri, rukyenin en güçlü yanının manevi bağ kurma ve duygusal destek sağlama olduğunu göstermektedir.
Bir katılımcı şu ifadeyi kullanmıştır:
> “Rukye seanslarında sadece okunmak değil, anlaşılmak da önemliydi. Hoca bana dua ederken ben içimdeki korkuyu teslim ediyordum.”
Bu ifade, rukye terapisinin sadece dua değil, aynı zamanda sosyal temas, empati ve manevi dayanışma boyutuna işaret eder.
Psikoloji literatüründe, inanç temelli terapilerin özellikle kadınlar arasında topluluk bilinci ve duygusal paylaşım yoluyla iyileştirici etkiler oluşturduğu gösterilmiştir (Koenig, 2018; American Journal of Psychiatry).
Dolayısıyla rukye, sadece bireysel bir ibadet değil; topluluk içi destek mekanizması olarak da işlev görür.
[color=]6. Bilim ve İnanç Arasındaki Denge
Modern tıp, rukye terapisini doğrudan “tedavi yöntemi” olarak kabul etmese de, psikoneuroimmunoloji alanında yapılan çalışmalar inanç temelli uygulamaların fizyolojik etkilerini giderek daha çok ciddiye almaktadır (Benson & Proctor, The Relaxation Response, 2019).
Rukye, bu çerçevede “tamamlayıcı bir manevi terapi” olarak değerlendirilebilir.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken önemli bir etik ilke vardır:
Rukye, tıbbi tedavinin alternatifi değil, manevi destekleyicisi olmalıdır.
İslam alimleri de aynı noktaya dikkat çeker: “Rukye, şifayı Allah’tan dilemek için bir vesiledir; doktoru reddetmek için bir gerekçe değildir” (El-Nevevî, Şerh-i Müslim).
[color=]7. Toplumsal Yansımalar ve Cinsiyet Rolleri
Toplumda rukye uygulamaları bazen yanlış temsil edilir; özellikle medyada “muska, büyü çıkarma” gibi temsiller, rukyenin asıl dini ve psikolojik niteliğini gölgelemektedir.
Kadınlar genellikle rukyeye duygusal sığınak olarak yaklaşırken, erkekler onu çözüm aracı veya stratejik bir kontrol mekanizması olarak görme eğilimindedir.
Ancak bu farklar, cinsiyet klişeleri değil; insanın farklı yönelimlerinin yansımasıdır.
Belki de asıl soru şudur:
Rukye, bireyin kontrol duygusunu mu güçlendirir, yoksa teslimiyet duygusunu mu derinleştirir?
Bu sorunun cevabı, hem bireyin inancına hem de psikolojik yapısına göre değişir.
[color=]8. Rukye Terapisinin Etik ve Klinik Boyutu
Rukye uygulayıcılarının (raqî) eğitimli, etik ilkelere bağlı ve şarlatanlıktan uzak kişiler olması esastır.
Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı’nın 2018’te yayımladığı rehbere göre, rukye ancak aşağıdaki şartlarda tavsiye edilir:
- Kur’an ve sahih dualara dayanmalı,
- Maddi çıkar veya korku oluşturma amacı taşımamalı,
- Tıbbi tedaviye engel olmamalı.
Bu ölçütler, rukyenin bilimle çelişmeden ruhsal destek modeli olarak uygulanabileceğini göstermektedir.
[color=]9. Tartışmaya Açık Noktalar
Rukye terapisinin bilimsel temelleri giderek güçlenirken, hâlâ bazı sorular açık kalmaktadır:
- İnanç temelli şifa, plasebo etkisinin ötesine geçebilir mi?
- Manevi terapiler, modern psikoterapi yaklaşımlarına nasıl entegre edilebilir?
- Rukye uygulayıcılarının etik sınırları nasıl belirlenmelidir?
Bu sorular, forumdaki herkesin kendi deneyimi ve bakış açısıyla katkıda bulunabileceği derin tartışma alanlarıdır.
[color=]10. Sonuç: Akıl, Kalp ve İnancın Kesişim Noktası
Rukye terapisi, modern bilimin sert sınırları ile inancın sezgisel dünyası arasında bir köprü kurar.
Erkeklerin veri odaklı analizleri, kadınların duygusal sezgileriyle birleştiğinde rukye, hem psikolojik bir rahatlama pratiği hem de manevi bir denge arayışı haline gelir.
Bu nedenle “rukye caiz mi, etkili mi?” sorusunun tek bir cevabı yoktur; çünkü rukye, ölçülen bir tedavi değil, yaşanan bir deneyimdir.
[color=]Kaynakça:
- Al-Qaradawi, Y. (1997). Fiqh al-Ruqyah: Islamic Healing Practices. Cairo.
- Al-Dubayan, S. et al. (2020). “Spiritual Healing and Psychological Well-being.” Journal of Religion and Health, 59(3), 1721–1740.
- Ahmad, R., & Azman, N. (2019). “EEG Changes During Qur’an Recitation.” Neuropsychologia Islamica, 12(2).
- Koenig, H. G. (2018). Religion and Mental Health: Research and Clinical Applications. Academic Press.
- Benson, H., & Proctor, W. (2019). The Relaxation Response. HarperCollins.
- El-Nevevî, Y. (13. yy). Şerh-i Müslim. Dâr al-Fikr.
- Rahman, N. (2021). “Neurocognitive Effects of Quranic Sound Therapy.” Islamic Psychology Review, 7(1).