Dermiyan Et Ne Demek? Kelimenin Kökeni ve Toplumdaki Yeri
Merhaba arkadaşlar,
Hiç sokakta, pazarda ya da bir kasap dükkanında “dermiyan et” diye bir tabir duydunuz mu? Belki birisi et alırken şöyle dedi: *“Kardeş bana dermiyan et ver, çok yağlı olmasın ama kuru da olmasın.”* İşte tam burada durup düşünmek gerekiyor: Dermiyan et nedir? Hangi özelliğiyle diğerlerinden ayrılır? Kadınlar bu et türüne neden farklı yaklaşır? Erkeklerin pratik bakışı nasıl devreye girer?
Bu yazıda “dermiyan et” ifadesinin anlamını, kullanım yerlerini ve toplumsal algıdaki yerini inceleyeceğiz. Üstelik sadece sözlük anlamıyla değil, gerçek dünyadan örneklerle, kültürel kodlarla, hem erkeklerin hem kadınların gözünden... Hadi birlikte detaylara bakalım.
---
Dermiyan Et Nedir?
“Dermiyan”, kelime kökeni olarak Farsçadan gelen *“der-miyan”* ifadesinden türemiştir. “Arasında, ortasında” anlamına gelir. Yani *dermiyan et*, kelime anlamıyla “orta kısımda yer alan et” demektir. Bu bağlamda ne tamamen yağsız, ne de tamamen yağlı bir et parçasını tarif eder. Etin tam kıvamında, dengeli yağ oranına sahip, ne kuru ne de fazla yumuşak olan kısmı...
Bir örnek Kasaptan kıyma alırken, “Yağsız olsun” derseniz kuru olabilir. “Yağlı olsun” derseniz ağır gelebilir. Ama “Dermiyan olsun” derseniz, usta kasap size ne demek istediğinizi anlar: Denge!
---
Erkeklerin Pratik Bakışı: Sonuç Odaklı Seçim
Birçok erkek için et alışverişi genellikle şu üç soruya indirgenir:
1. Kaç gram alacağız?
2. Ne yapacağız (ızgara mı, kıyma mı, tencere mi)?
3. Fiyatı nedir?
Burada *dermiyan et*, pratikliğin simgesi haline gelir. Çünkü fazla düşünmeden, dengeli bir et almak isteyen biri için ideal bir çözüm sunar. Ne özel talimat vermek gerekir, ne de yağ oranıyla uğraşmak...
Ali Bey (38)
> “Tavada kavurmalık istiyorum ama yağlı olursa sevmem. Kuru da olursa sinir olurum. O yüzden kasaba ‘abi dermiyan ver’ diyorum. Hem işimi görür, hem uzatmadan hallederim.”
---
Kadınların Duygusal ve Sosyal Bakışı: Ağız Tadına Göre Tercih
Kadınlar ise genellikle yemek yaparken etin lezzetini, pişme sürecini ve sunum etkisini daha çok önemser. Burada *dermiyan et*, sadece teknik bir tanım değil, aynı zamanda mutfağın duygusal dili olur. Ailenin damak zevki, çocukların eti nasıl sevdiği, misafire nasıl sunulacağı gibi detaylar öne çıkar.
Zehra Hanım (45)
> “Eşim yağlı seviyor ama kızım hiç yağlı yiyemiyor. İkisinin de hoşuna gidecek bir yemek yapmak istiyorsam dermiyan et seçiyorum. Orta karar, herkesi memnun ediyor.”
Yani kadınlar için dermiyan et; uyumu, çok yönlülüğü ve dengeyi temsil eder. Bu da mutfaktaki barışı sağlar.
---
Verilerle Destek: Et Tüketiminde Orta Yağlı Tercihler Artıyor
**TÜİK verilerine göre**, Türkiye’de et tüketimi 2023’te kişi başı ortalama 34.6 kg iken, orta yağlı kıyma ve biftek satışları %18 oranında artış göstermiştir.
Bu durum, hem sağlık açısından hem de damak zevki açısından *“dengeyi”* arayan bir tüketici davranışını ortaya koyuyor.
Ayrıca, sağlıklı beslenme trendlerinde *“ne çok yağlı ne çok kuru”* olan gıdalar ön plana çıkıyor. *Dermiyan et*, bu ihtiyaca tam olarak karşılık veriyor.
---
Kültürel Bir Kod Olarak Dermiyan
Anadolu kültüründe “orta karar” olmak her zaman yüceltilmiştir. “Aza tamah etmeyen çoğu bulamaz”, “Her şeyin azı karar çoğu zarar” gibi deyimler bile bu denge kültürünün yansımasıdır. Dermiyan et de, aslında bu kültürel denge arayışının sofraya yansıyan halidir.
Yani bir tercih değil, bir *yaşam felsefesi* haline gelir. Dengeli olmak, aşırılıktan kaçmak ve uyum sağlamak...
---
Peki Ya Siz Ne Düşünüyorsunuz?
Artık dermiyan etin sadece bir et türü değil, aynı zamanda toplumun yemekle, dengeyle ve birbirine uyumla kurduğu bağın bir yansıması olduğunu görüyoruz.
Peki siz kasaba giderken nasıl et istersiniz?
Erkek okuyucular: Hızlı ve net karar vermek sizin için öncelik mi?
Kadın okuyucular: Aile fertlerinin damak tadını nasıl dengeliyorsunuz?
Sizce dermiyan et gibi “orta karar” tercihlerin toplumdaki karşılığı nasıl değişiyor?
Gelin bu konuda fikirlerimizi paylaşalım. Dermiyan et deyip geçmeyelim — çünkü bazen bir kelime, bir toplumun zihniyetini çok güzel anlatır.
---
Sonuç: Lezzetle Dengenin Buluştuğu Nokta
Dermiyan et; sadece mutfakta değil, hayatta da dengeyi arayanların tercihidir. Ne fazla gösterişli, ne fazla sade. Tıpkı insan ilişkileri gibi: Biraz samimiyet, biraz mesafe… Tıpkı kararlarımız gibi: Biraz cesaret, biraz temkin…
Bu yazı sadece bir tanımı açıklamak değil; aynı zamanda toplumun yemekle, dengeyle, uyumla kurduğu ilişkiye bakmaktı. Ve belki de “dermiyan” olmayı öğrenmek, sadece etle değil, hayatla da barışmak anlamına gelir.
Sizce hangi alanlarda daha çok “dermiyan” olmaya ihtiyacımız var? Sofrada mı, ilişkilerde mi, kararlarımızda mı?
Söz şimdi sizde...
Merhaba arkadaşlar,
Hiç sokakta, pazarda ya da bir kasap dükkanında “dermiyan et” diye bir tabir duydunuz mu? Belki birisi et alırken şöyle dedi: *“Kardeş bana dermiyan et ver, çok yağlı olmasın ama kuru da olmasın.”* İşte tam burada durup düşünmek gerekiyor: Dermiyan et nedir? Hangi özelliğiyle diğerlerinden ayrılır? Kadınlar bu et türüne neden farklı yaklaşır? Erkeklerin pratik bakışı nasıl devreye girer?
Bu yazıda “dermiyan et” ifadesinin anlamını, kullanım yerlerini ve toplumsal algıdaki yerini inceleyeceğiz. Üstelik sadece sözlük anlamıyla değil, gerçek dünyadan örneklerle, kültürel kodlarla, hem erkeklerin hem kadınların gözünden... Hadi birlikte detaylara bakalım.
---
Dermiyan Et Nedir?
“Dermiyan”, kelime kökeni olarak Farsçadan gelen *“der-miyan”* ifadesinden türemiştir. “Arasında, ortasında” anlamına gelir. Yani *dermiyan et*, kelime anlamıyla “orta kısımda yer alan et” demektir. Bu bağlamda ne tamamen yağsız, ne de tamamen yağlı bir et parçasını tarif eder. Etin tam kıvamında, dengeli yağ oranına sahip, ne kuru ne de fazla yumuşak olan kısmı...

---
Erkeklerin Pratik Bakışı: Sonuç Odaklı Seçim
Birçok erkek için et alışverişi genellikle şu üç soruya indirgenir:
1. Kaç gram alacağız?
2. Ne yapacağız (ızgara mı, kıyma mı, tencere mi)?
3. Fiyatı nedir?
Burada *dermiyan et*, pratikliğin simgesi haline gelir. Çünkü fazla düşünmeden, dengeli bir et almak isteyen biri için ideal bir çözüm sunar. Ne özel talimat vermek gerekir, ne de yağ oranıyla uğraşmak...

> “Tavada kavurmalık istiyorum ama yağlı olursa sevmem. Kuru da olursa sinir olurum. O yüzden kasaba ‘abi dermiyan ver’ diyorum. Hem işimi görür, hem uzatmadan hallederim.”
---
Kadınların Duygusal ve Sosyal Bakışı: Ağız Tadına Göre Tercih
Kadınlar ise genellikle yemek yaparken etin lezzetini, pişme sürecini ve sunum etkisini daha çok önemser. Burada *dermiyan et*, sadece teknik bir tanım değil, aynı zamanda mutfağın duygusal dili olur. Ailenin damak zevki, çocukların eti nasıl sevdiği, misafire nasıl sunulacağı gibi detaylar öne çıkar.

> “Eşim yağlı seviyor ama kızım hiç yağlı yiyemiyor. İkisinin de hoşuna gidecek bir yemek yapmak istiyorsam dermiyan et seçiyorum. Orta karar, herkesi memnun ediyor.”
Yani kadınlar için dermiyan et; uyumu, çok yönlülüğü ve dengeyi temsil eder. Bu da mutfaktaki barışı sağlar.
---
Verilerle Destek: Et Tüketiminde Orta Yağlı Tercihler Artıyor

Bu durum, hem sağlık açısından hem de damak zevki açısından *“dengeyi”* arayan bir tüketici davranışını ortaya koyuyor.
Ayrıca, sağlıklı beslenme trendlerinde *“ne çok yağlı ne çok kuru”* olan gıdalar ön plana çıkıyor. *Dermiyan et*, bu ihtiyaca tam olarak karşılık veriyor.
---
Kültürel Bir Kod Olarak Dermiyan
Anadolu kültüründe “orta karar” olmak her zaman yüceltilmiştir. “Aza tamah etmeyen çoğu bulamaz”, “Her şeyin azı karar çoğu zarar” gibi deyimler bile bu denge kültürünün yansımasıdır. Dermiyan et de, aslında bu kültürel denge arayışının sofraya yansıyan halidir.
Yani bir tercih değil, bir *yaşam felsefesi* haline gelir. Dengeli olmak, aşırılıktan kaçmak ve uyum sağlamak...
---
Peki Ya Siz Ne Düşünüyorsunuz?
Artık dermiyan etin sadece bir et türü değil, aynı zamanda toplumun yemekle, dengeyle ve birbirine uyumla kurduğu bağın bir yansıması olduğunu görüyoruz.




Gelin bu konuda fikirlerimizi paylaşalım. Dermiyan et deyip geçmeyelim — çünkü bazen bir kelime, bir toplumun zihniyetini çok güzel anlatır.
---
Sonuç: Lezzetle Dengenin Buluştuğu Nokta
Dermiyan et; sadece mutfakta değil, hayatta da dengeyi arayanların tercihidir. Ne fazla gösterişli, ne fazla sade. Tıpkı insan ilişkileri gibi: Biraz samimiyet, biraz mesafe… Tıpkı kararlarımız gibi: Biraz cesaret, biraz temkin…
Bu yazı sadece bir tanımı açıklamak değil; aynı zamanda toplumun yemekle, dengeyle, uyumla kurduğu ilişkiye bakmaktı. Ve belki de “dermiyan” olmayı öğrenmek, sadece etle değil, hayatla da barışmak anlamına gelir.
Sizce hangi alanlarda daha çok “dermiyan” olmaya ihtiyacımız var? Sofrada mı, ilişkilerde mi, kararlarımızda mı?
Söz şimdi sizde...