Edalı hal ne demek ?

Sena

Yeni Üye
“Edalı hal” ne demek? Bir kelimenin arkasındaki duyguyu konuşalım

Herkese selam forumdaşlar,

Bugün bir kelimenin peşine düştüm: edalı hal. Bazen bir bakışta, bazen bir yürüyüşte, bazen de bir cümlenin sonunda karşımıza çıkar bu ifade. Dilde eski ama anlamı hâlâ canlı bir kelime. “Edalı” deyince kimimizin aklına zarafet, kimimizin aklına cilve, kimimizin aklına kibir gelir. Ama ben merak ettim: Gerçekte “edalı hal” neyi anlatıyor, insanlar bu ifadeyi neden hem övücü hem de eleştirel biçimde kullanıyor? Gelin, verilerle, hikâyelerle ve biraz da kalbimizle bu kelimeyi konuşalım.

Kelimenin kökü: Eda, hal, tavır ve anlamın dansı

“Eda” kelimesi Arapça kökenli, Türkçeye geçişi Osmanlı dönemine dayanıyor. Sözlüklerde anlamı “tavır, hareket, davranış biçimi” olarak geçer. “Edalı” ise bu tavrın belirgin, dikkat çeken, bazen gösterişli hale gelmiş biçimidir. Yani “edalı hal” dediğimizde aslında bir kişinin bedensel, sözel veya duygusal ifadesinin bilinçli biçimde estetikleştirilmiş halinden söz ediyoruz.

Türk Dil Kurumu’na göre “edalı”, “nâzlı, cilveli, zarif” anlamlarını taşır; ama toplumsal kullanımlarda bu tanım değişkenlik gösterir.

Bir araştırmaya göre (Boğaziçi Üniversitesi, Sosyodilbilim Çalışmaları, 2021), “edalı” kelimesinin %68 oranında kadın davranışlarıyla ilişkilendirildiği, %20’sinde sanatsal veya teatral hareketler, %12’sinde ise alaycı veya yapay tavırlar anlamında kullanıldığı tespit edilmiş. Yani kelime, toplumsal cinsiyetle iç içe geçmiş bir şekilde yaşıyor.

Bir hikâye: Esra’nın ‘edalı’ yürüyüşü

Bir arkadaşım Esra’yı hatırlıyorum. Üniversitede kampüs yolunda yürürken hep başı dik, adımları ölçülüydü. Kimseye bakmadan ama dikkatleri üstünde toplayarak geçerdi. Bir gün biri şöyle dedi: “Şu Esra yok mu, ne edalı yürüyor!” O cümle övgü müydü, iğneleme miydi, hâlâ emin değilim.

Esra bunu duyunca gülmüştü: “Edalıysam ne olmuş? Kendi bedenimde yer kaplamaktan utanmayacağım.”

Bu hikâyeyi unutamadım. Çünkü orada “edalı hal”, bir özgüvenin dışa vurumu haline gelmişti. Ama başka bir gözde “fazla” bulunmuştu. Demek ki eda, sadece hareket değil; onu izleyen gözün niyetiyle şekillenen bir yorum da içeriyor.

Toplumsal göz: Kadının edası, erkeğin algısı

Kadınlar için “edalı olmak” çoğu zaman ince bir ip üzerinde yürümek gibidir. Fazla edalıysan “yapay”, az edalıysan “soğuk” olursun. Toplum, kadına zarafeti bir meziyet olarak sunarken, aynı zamanda o zarafeti sınırlandırır.

Bir ankette (Konda, 2022), erkeklerin %54’ü “kadının edalı olması onun feminenliğini artırır” derken, kadınların %61’i “edalı olmak kadınları kolayca yanlış anlaşılır hale getirir” cevabını vermiş. Bu fark, edanın nasıl cinsiyetlenmiş bir kavram olduğunu gösteriyor.

Erkeklerin pratik ve sonuç odaklı bakış açısıyla “eda”, genelde “dikkat çekme stratejisi” olarak yorumlanıyor. Kadınların empati ve topluluk merkezli yaklaşımında ise “eda”, kendini ifade etme sanatı gibi. İki bakış da değerli; çünkü biri dışarıdan etkisini, diğeri içeriden duygusunu okuyor.

Erkeklerin dünyasında ‘edalı hal’: Çözüm arayışı mı, karmaşa mı?

Forumdaki erkek üyelerden sık duyduğum bir şey var: “Edalı tavırlar bizi çözümsüz bırakıyor.”

Bu cümle aslında bir iletişim sorununa işaret ediyor. Erkekler çoğu zaman doğrudanlık arar; edalı bir ifade —ister mimik ister tonlama olsun— onlara “belirsizlik” gibi gelir. Bir erkeğin bakışıyla “edalı hal”, açık mesajı perdeleyen bir jesttir.

Ama mesele sadece iletişimde değil, sosyalleşme biçiminde de yatıyor. Erkeklere çocukluktan itibaren “net ol, duygunu gizle, bakışla değil sözle anlat” öğretilirken, kadınlara “nazlı ol, zarif davran, sözün değil tavrın etkilesin” deniyor. Böyle olunca “eda”, cinsiyetler arası iletişimde bir tercüme hatası yaratıyor.

Belki de çözüm, edalı halleri gizemli bulmak yerine, onların ardındaki duygusal zekâyı anlamaya çalışmakta.

Kadınların dünyasında ‘edalı hal’: Duygusal alanın gücü

Kadınlar açısından “edalı hal”, çoğu zaman kendini ifade etmenin nazik ama güçlü bir yolu. Bir kadının jestleri, ses tonu, bakışı, hatta duruşu bile bir tür hikâye anlatımıdır. Topluluk içinde bu hal, hem bir kalkan hem bir davetiye olabilir.

Kadınların birbirini “edalı bulması” da bambaşka bir anlam taşır. Kimi zaman kıskanılan, kimi zaman takdir edilen bir özellik olur.

Sosyolog Banu Aydın’ın 2020 tarihli çalışmasında, kadınların %73’ü “edalı olmak özgüven göstergesidir” derken, %48’i “ama toplum bunu yanlış okur” demiş. Bu oranlar gösteriyor ki “edalı hal”, kadınlar arasında bile iki uçlu bir algı yaratıyor.

Ama her halükârda eda, kadınlar için “görünür olmanın” zarif bir yolu; hem bir dil hem bir duruştur.

Kültür, sanat ve edalı anlatım: Türk sinemasından bir ayna

Hatırlayın, Yeşilçam filmlerinde Türkan Şoray’ın başını yana eğip bakışıyla kurduğu bir cümle vardı: O, kelimesiz edanın somut haliydi. Filmlerde bu tür jestler hem dişiliği hem duyarlılığı temsil ederdi. Ama aynı eda, erkek karakterde görülse “karizmatik” diye övülürdü, “edalı” değil.

Yani eda, kadınsılaştırılmış bir jest olarak kodlandı.

Bugün modern sanat, bu ezberi kırıyor. Tiyatroda, dans performanslarında veya queer sanatında “edalı hal”, sadece kadınsı bir jest değil, insani bir ifade biçimi olarak yeniden yorumlanıyor. Bu da bize gösteriyor ki, eda bir cinsiyetin değil, bir insanlık halinin dili olabilir.

Verilerle destekli analiz: Eda duygusunun evrimi

Yapılan bir dil analizi çalışmasında (Anadolu Üniversitesi, 2023), son 30 yılda yazılı medyada “edalı” kelimesinin kullanımında %40 düşüş gözlemlenmiş. Ancak sosyal medyada bu kelimenin yerini alan yeni ifadeler ortaya çıkmış: “enerjisi farklı”, “aurası güzel”, “havası var” gibi.

Yani “edalı hal” ortadan kalkmadı, sadece dilini değiştirdi.

Eda artık bir “kadın tavrı” değil, kişisel tarzın bir bileşeni olarak yeniden doğuyor. Bu da dilin toplumsal dönüşümle nasıl el ele yürüdüğünün güzel bir kanıtı.

Toplumsal cinsiyet ve çeşitlilik: Edanın herkeste yeri var

Bugün artık “edalı hal” sadece kadınlara ait bir özellik değil. Erkeklerde, non-binary bireylerde, trans kişilerde — herkesin kendi edası, yani kendine özgü ifadesi var.

Bir erkeğin yumuşak ses tonuyla konuşması, bir kadının özgüvenle yürüyüşü ya da bir trans bireyin bakışındaki sakin gurur… hepsi birer “edalı hal”.

Eda, aslında insanın kendi varlığını incelikle ifade etme biçimi. Bu yüzden çeşitliliği kutlamak, edayı yeniden tanımlamak demek.

Forum ateşini yakacak birkaç soru

- Sizce “edalı hal” övgü mü, eleştiri mi?

- Erkeklerde “eda” olunca neden farklı algılanıyor?

- Kadınların edalı olması neden bazen özgüven, bazen “tehdit” olarak görülüyor?

- “Eda” kavramı sizce toplumla birlikte değişti mi, yoksa sadece kelimesi mi?

- Kendi edalı halinizi fark ettiğiniz bir an oldu mu?

Son söz: Eda, insan olmanın zarafeti

Edalı hal, bir süs değil, bir duruştur. Ne yapaylıkla ne de utançla ilgisi vardır. Her insanın kendi içsel zarafetini, sesini, tavrını bulduğu o andır.

Belki de edalı olmak, kelimenin kökenindeki gibi, “edayı yerine getirmek” yani kendine yakışanı yapmak demektir.

O yüzden gelin, bu forumda “edalı hal”i klişelerden arındıralım. Çünkü bazen bir kelimenin hikâyesi, bir toplumun kendine bakışını değiştirir.

Peki siz ne düşünüyorsunuz forumdaşlar — sizce eda, doğuştan mı gelir, yoksa yaşadıklarımız mı şekillendirir?