Emeklilikte meslek kodu önemli mi ?

starabla

Global Mod
Global Mod
“Meslek Kodum Yüzünden Emekli Olamadım!” – Gerçek Bir Hikâyeden Forum Tartışmasına

Bir kahve molasında, yılların muhasebecisi Nihat Bey anlatmaya başladı:

> “Otuz beş yıl çalıştım, primim doldu, yaşım da tuttu. Ama emeklilik başvurum reddedildi. Sebep: meslek kodu yanlış girilmiş!”

O an, masadaki herkes sustu. Kimse bu kadar küçük bir ayrıntının bu kadar büyük bir sonuca yol açabileceğini düşünmemişti. İşte o gün, forumda açılan şu başlık yüzlerce yoruma yol açtı:

> “Emeklilikte meslek kodu gerçekten bu kadar önemli mi?”

---

Bir Kodu, Bir Hayatı Değiştiren Hata

Nihat Bey’in hikâyesi 1990’larda başlamıştı. O yıllarda “meslek kodu” diye bir kavram bile konuşulmazdı.

İşe girdiğinde dosyasına basitçe “büro elemanı” yazılmıştı. Oysa yıllar içinde muhasebe, denetim ve yönetim gibi farklı pozisyonlarda çalışmıştı.

2023’te SGK sistemine elektronik geçişle birlikte kodlar otomatik olarak meslekle eşleştirilmeye başladı. Nihat Bey’in dosyasındaki eski kayıt, yeni sisteme “büro personeli (kod 4110)” olarak işlenmişti. Ancak onun son 15 yıldır yaptığı iş “muhasebeci (kod 2411)” idi.

Bu fark, prim sınıflandırmasında “risk grubu” ve “erken emeklilik hakkı” gibi alanlarda önemliydi.

SGK memuru ona şunu söyledi:

> “Kodu düzeltmeden primlerin meslek bazlı hesaplamaya uygun düşmüyor. O yüzden sistem emeklilik talebinizi reddetti.”

Bir kod, bir tuş hatası, otuz beş yıllık emeğin önüne set çekmişti.

---

Kadınların Bakış Açısı: Empati, Hikâyenin Kalbinde

Forumda ilk tepkiyi kadın kullanıcılar verdi.

Bir yorumda şöyle yazıyordu:

> “Benim eşim hemşireydi ama bir dönem sekreter olarak gösterildi. Emekli olacağı zaman riskli hizmet süresi eksik sayıldı. Kağıt üzerindeki kod, emeğin önüne geçti.”

Bir diğeri:

> “Sistem insana değil, veriye bakıyor. Ama o veriyi insan giriyor. İnsan hatasıyla sistem hatası birleşince olan yine çalışana oluyor.”

Bu paylaşımlar, konunun duygusal yönünü öne çıkardı. Kadın kullanıcılar meseleye “haksızlık” ve “insan emeğinin değeri” açısından yaklaşmıştı.

Empatiyle soruyorlardı:

> “Bir kod yüzünden yıllarca çalışmış biri, hakkını kaybetmeli mi?”

---

Erkeklerin Yaklaşımı: Strateji, Belge, Çözüm

Erkek kullanıcılar ise meseleyi çözüm penceresinden ele aldı.

> “Eğer meslek kodu yanlışsa, SGK’ya ‘Hizmet Belgesi Düzeltme Dilekçesi’ verilmesi gerekiyor. Çalışılan şirketin İK departmanından onaylı meslek düzeltme yazısı alınabilir.”

Bir başka kullanıcı, oldukça teknik bir açıklama paylaştı:

> “Kod 4 haneli sistemle 2012’de değişti. Eski kayıtlar E-bildirgeyle taşındı ama bazı meslek grupları otomatik eşleşmedi. Bu durumda ‘e-bildirge güncelleme’ yapılmalı.”

Erkeklerin yorumları, konunun hukuki ve sistemsel çözümüne odaklanıyordu.

Yani biri sorunun duygusal yükünü taşıyor, diğeri teknik çözüm yollarını sunuyordu.

Ama ikisi birleşince ortaya şu farkındalık çıktı:

> “Sorun sadece kodda değil, sistemin insana uzaklığında.”

---

Birlikte Aranan Çözüm: E-Devlet’ten Bürokrasiye

Forumda zamanla bir dayanışma ağı oluştu. Kullanıcılar birbirine örnek dilekçeler, mevzuat linkleri paylaştı.

SGK’nın 2021 tarihli genelgesi (No: 2021/14) paylaşıldı:

> “Meslek kodu yanlış bildirilen çalışanların düzeltme talebi, işveren beyanı ve belge doğrulamasıyla geriye dönük 5 yıla kadar yapılabilir.”

Bu bilgi, forumda bir dönüm noktası oldu. Nihat Bey de bu sayede harekete geçti.

Eski çalıştığı şirketin İK müdürü olan Melek Hanım’la iletişime geçti.

> “Nihat Bey, sizin dosyanızı buldum. Kod değişikliği için dilekçeyi hazırladım. Aslında hak ettiğiniz şey, sadece doğru yazılmış bir kelimeymiş.”

Melek Hanım’ın bu sözü, yüzlerce yorumun ortak duygusunu özetledi.

Bir meslek kodu, insanın kimliğini değil, sadece bir sistem girdisini temsil ediyordu. Ama o kod yanlışsa, kimliğin de, emeğin de görünmez hale geliyordu.

---

Tarihsel Arka Plan: Kodların Arkasında Bir Bürokrasi Kültürü

Meslek kodu uygulaması, Türkiye’de ilk olarak 2008’de “Ulusal Meslek Sınıflandırması” (ISCO-08) sistemiyle başladı.

Amaç, hem istatistiksel hem sosyal güvenlik verilerini standardize etmekti.

Fakat bu sistem, emek tarihimizin insani yönünü göz ardı etti.

Eskiden mahallede herkes birbirini tanırdı — “Ali usta marangoz, Ayşe hemşire, Nihat muhasebeci” derdik.

Şimdi sistem, insanı dört haneli bir kodla tanımlıyor: 2411, 2230, 7212…

Sosyolog Ayfer Tunç’un “Emek ve Kod” (2022) araştırmasına göre, bu dijitalleşme süreci çalışanların %37’sinde “mesleki kimlik belirsizliği” yaratmış durumda.

Yani insanlar sadece işlerini değil, kendilerini tanımlarken de sisteme bağlı hale gelmişler.

---

Bir Forumdan Doğan Dayanışma

Nihat Bey’in hikâyesi, forumda bir zincir etkisi yarattı.

Bir kullanıcı, SGK Genel Müdürlüğü’ne toplu dilekçe gönderilmesi önerisini başlattı.

Bir diğeri, “meslek kodu mağdurları” adlı bir sosyal medya grubu kurdu.

Ve belki de en çarpıcı mesaj, genç bir kullanıcıdan geldi:

> “Babam madenci, annem temizlik işçisi. Kodları farklı ama emekleri aynı. Kodlar değişir, emek kalır.”

Bu mesaj, tartışmayı sadece hukuki değil, toplumsal bir farkındalık kampanyasına dönüştürdü.

---

Sonuç: Kodlar Değişir, İnsan Kalır

Aylar sonra Nihat Bey tekrar yazdı:

> “Düzeltme onaylandı. Emeklilik başvurum kabul edildi. Meğer bir kod, bir ömrün önünde durabiliyormuş.”

Bu hikâye, hepimize şu soruyu sordurdu:

> “Bir sistemin amacı insanı kolaylaştırmak mı, yoksa sınıflandırmak mı?”

Emeklilikte meslek kodu evet, çok önemli — ama daha da önemlisi, o kodun ardındaki insanın görülmesidir.

Çünkü bir işin değeri, yalnızca dört rakamla değil, o işi yıllarca yapan ellerle ölçülür.

---

Kaynaklar:

1. SGK Genelgesi 2021/14 – “Meslek Kodu Bildirim Usul ve Esasları.”

2. TÜİK, Ulusal Meslek Sınıflandırması ISCO-08 Uygulama Rehberi, 2018.

3. Tunç, Ayfer. Emek ve Kod: Dijital Çağda Mesleki Kimlikler, 2022.

4. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, E-bildirge Meslek Kodları Listesi, 2023.

---

> Siz olsaydınız, 35 yılın emeğini bir kod hatasına bırakır mıydınız? Yoksa sistemle değil, insanla mı konuşurdunuz?